Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Şubat 2011 Salı

Yanlış İnsanların Yalnız Adamı

Karanlık bir odada yatağında sessizce yatıyordu. Üzerini sıkıca örtmesine rağmen, o hala çok üşüyordu. Gecenin karanlığını aydınlatan şimşekler ve gecenin sessizliğini bozan yağmurun camlardaki kasvetli sesi onu daha da çok korkutuyordu. Korkularını yenmeyi öğrenemeyen adam çareyi başını yastığının altına saklamakta bulsa da, camlarda oluşan çirkin siluetlerin çığlıklarıymış gibi duyuyordu o derinden gelen sesleri. Terkedilmiş ruhların, yalnızlıklarını teker teker anlatırcasına haykırıyordu adeta gökyüzü. Tek başına olmasıydı belkide onu bu kadar korkutan ve acı veren. Hastalığını unutturup, yalnızlığına kahreden. Çünkü kalabalık ve şevk dolu geçen hayatının son dönemlerinde cok yalnız kalmıştı. Bugün varolup, yarın olmayan insanlar arasında gecen ömründe ilk defa kendini bukadar çaresiz hissediyordu. Ölüme giderken yalnızdı, hem de çok yalnız. Dostları, akrabaları, arkadaşları hiçkimsesi yoktu yanında. Yanlış insanların, yalnız adamıydı artık o.

1 yorum: