Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

27 Ocak 2010 Çarşamba

Mutluluk,Dostluk...

Okulun başlarında,herkes farklı arayışlar içerisindeydi.Kimileri yeni arkadaşlıklar kimileri yeni dostluklar kimileriyse yeni aşklar...Peki bu arayışların sonucu ne oldu?Sonucunda mutlu mu olundu yoksa hüsrana mı uğrandı?Soru işaretleri arttıkça kafalar daha da karışıyor değil mi?Eğer sağlam arkadaşlar edindiyseniz,onların mutluluklarıyla mutlu olabılırsiniz.Verilen kararlar,yapılan güzel doğrular ve aptal yanlışlardır hayatımıza yön veren.En yakın arkadaşlarınızınsa kendınce yaptığı doğruları vardır.Siz ona saygı duymak zorundasınızdır,isteseniz de istemesenizde.Onun iyiliğini düşünürsünüz hep.O da sizinkini düşünür elbette.Zaten gerçek dostluk da budur.Benım gerçek dostlarım var ve onların mutlu olmalarıyla mutlu olabiliyorum.Umarım bu mutlulukları hiç bozulmaz,hep beraber mutlu oluruz.Mutluluğu düşünürken bunlar geldi aklıma.Sanırım mutluluğun ta kendisi dostluktur.Ya sizce ne? :)

24 Ocak 2010 Pazar

Hazır Mantıya Gel

Dun aksam saatlerınde telefonuma gelen bir mesaj heyecanlandırdı beni.Mesajın içeriği aksama plan yapmamam gerektiği hakkındaydı.Birkaç saat sonra detaylı bilgilendirme sevgili Onur ÜNVER arkadaşımdan geldi.Bu akşam Çağrı'larda ev yemeği yiyecekmişiz!Saat 20:00 civarı Çağrı'ların apartmanına giriş yaptım.Karşımda soğuk havanın verdiği titremeyle Onur duruyordu.Kısa bir hasret gidermenin ardından eve girdik.Acaba ne yemek var diye düşünürken bir de baktım ki hazır mantı ve hazır domates corbası...Güzel ev yemekleri cidden!!:)) Şaka bir yana her şey cok güzel görünüyordu.Ocağın başında da tabiki,yeteneklı insan Alican Aytekin vardı.Sofraya oturduğumuzda dikkatimi çeken yemekler değil,salataydı.Alican bizzat kendisi yapmıştı en doğalından en hakıkısınden mis gibi gorunen very delicious olan salatayı:) Çorbalarımızı içtikten sonra buz gibi olmuş mantımızı yemeğe başladık.Sosunu da iyi hazırlamıştı gercekten.Güzel bir yemeğin ardından topluca özlem giderdik.Sonra Çağrı ile Hüseyin'in o güzel video çekimlerini seyrettık.Gece de öyle gecti.Bi ara Burger King'e gidip biraz action yasadık o buz gibi havada ama sonuna kadar değdi:)Sabaha kadar Alican'la yaptığmız sohbet ise paha biçilemez cinstendi.Güzel bir geceydi.Sanırım yatma vaktim geldi ve de geçiyor.Çünkü yarın 2.dönem başlıyor,haydi hayırlısı.

21 Ocak 2010 Perşembe

Uyuşuk Tatilin Uyuşuk İnsanı

İki hafta tatil dediler,iyi dedik hoş dedik geldik Aliağa'ya.Ee sonra?Sonrası boş valla.Hiçbir arkadaşımın burda olmaması,beni bütün gün evin içinde uyuşuk ve de tembel bir şekilde oturmaya itti desem yeridir..Günlerim ev süpürmekle,yemek hazırlamakla ve bulaşık makinesi boşaltıp yerleştirmekle geçti.Herkes okullarından daha yeni yeni evlerine dönmeye başlarken,bızım sevgılı okulumuz pazartesi günü 2.dönemin temellerini atıyor..Bomboş geçen bir tatilin ardından insanın okulunu özlemesi artık bana normal geliyor.Yarın Hatay'a dönüyorum.Haftasonunda da cıkıp biraz dolaşsam,belki bir de sinema yapsam hiç fena olmaz aslında.Avatar'a hala gidemedim.Gidenler cok memnun ve keyif almışlar.Bilim kurguyla pek aram olmaz ama bir de ben gidiyim bir göreyım nasılmış :)

20 Ocak 2010 Çarşamba

Aliağa Petkim'den Büyük Zafer !

Saat 11 civarı uyandığımda aptal rüyalarımın hala etkisindeydim.Ilık bir duş aldıktan sonra Özhan'ı beklemeye başladım.Adam yıllardır izmir'de oturmasına rağmen,Çiğli'den sonrasını hiç görmemiş.Bayraklı üst geçidi dün gece belki 10 kere anlatmışımdır.Sonunda bulmuş ve Aliağa arabalarına binmiş.Yol boyunca bana gördüğü bütün fabrika,mağaza,benzınlık gıbı yerlerın ısımlerını mesaj olarak attı.Nası bir amacı olduğunu hala anlamış değilim.Neyse sonunda geldi ve Aliağa Petkim-Pınar Karşıyaka basketbol müsabakasına doğru yola cıktık.Amacımız otostop çekip 2.5'tl dolmuş parasından kurtarmak ve action yaratmaktı.Gerçi 5 dk'lık bir yolun nesi action ama çekmeye başladık işte.Hava soğukluğu hevesimizin içine etti ve gelen ilk dolmuşa bindik.Maça geldiğimizde 300 kadar Karşıyaka'lı taraftarda takımlarını desteklemeye gelmişti.Küçük çapta çiçek merasiminin ardından maç başladı.Heyecanlı giden mücadelenin galibi son sanıyelerde bellı oldu ve Aliağa 78-72 maçtan galip ayrıldı.Maç boyunca karşılıklı tezahüratların centilmence olması ve İzmir'in takımlarının İzmir adına güzel şeyler yapması maalesef maç sonuna yansımadı.Aliağa'lı taraftarlardan bırkac kendını bılmez,Göztepe atkısı açıp ksk'lı taraftarları tahrik edince,ksk'lı taraftarlarında yenilginin verdiği hırs ile ufak çapta bir kargaşa yasandı.Ama Ksk'lı taraftarların salonun koltuklarını kırıp sahaya atması gercekten ayıptı.Yakışmadı,hem de hiç yakışmadı.Güzel bir maçtı,özhan da ilk defa bir basketbol maçını yerınde izlemış oldu.Keyif aldık anlıyacağınız.Şimdi bizim evdeyiz oturuoz öyle bırazdan,eve gelmeden önce aldığımız abur cuburlara yüklencez,haydi geçmiş olsun =)

19 Ocak 2010 Salı

Bir Blog Böyle Doğar

Bu son günlerde hayatım çok monoton olmaya başlamıştı.Biraz değişiklik yapmam gerektiğini düşünüp yaklaşık 8 aydır uzattığım saçlarımı 2 hafta kadar önce kestirdim.Çevremdeki insanların hemen hemen hepsi saçlarımın yeni halini beğendi.Beğenilmek güzel bir duygu hakkaten.İnsan mutlu oluyor.Bir hafta bu heyecanla geçti gitti.Üç gün önce doğum günümdü.Hatırlanmak da beğenilmek kadar güzel bir duygu.Tabi hatırlamasını beklediğin insanların hatırlamaması ya da o insanların bir kısmının sadece ''doğum gunun kutlu olsun Anıl,nice yaşlara..'' diye facebook sayfamdaki duvarıma yazması benı okadar da mutlu etmedi açıkçası.Yani daha özel şeyler yazmasını beklediğim,geçmişte okadar güzel anılar paylaştığım insanların kısa bir doğum gunu mesajı yazması açıkçası beni üzdü.''Hiç yazmasalar daha iyiydi'' diyesi geliyor insanın.Ama benım için özel şeyler yazan insanlara da gercekten cok teşekkur ederım cok mutlu ettiler beni.Hayatımda bir sürü insan var ama bana kimin ne kadar değer verdiğini böyle günlerde daha iyi anlıyorum.Sekiz gündür Aliağa'ya takılıp kaldım.Bütün gün internetteyim ve gerçekten çok sıkılıyorum.Bugun Tuna diye bir arkadaşımla konuşurken,bana bir blog açmamı önerdi.Her şeyini orada paylaşıp hem de içimi rahatlatabileceğimden bahsetti.Kafama da yattı hani.Bende durmadım bir şeyler karaladım işte.Böylece ilk yazımı da yazdım.Umarım yazılarımdan keyif alırsınız,şimdilik benden bu kadar :)