Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

4 Şubat 2011 Cuma

Kıskançlık ile Ayrılığın Denklemi.

Kim daha kıskanç? Erkekler mi? Yoksa kadınlar mı?Kıskançlık cinsiyete göre değil, karaktere göre endekslidir aslında. Birisi tarafından kıskanılmak her insanın hosuna gıder. Tabii bunun dozu fazla kacarsa, iş farklı durumlara sebep olabilir.Ayrılıklar getirebilir bazen, ufak tefek bir olay büyür, büyütülür. Aslında hiç söylemek istenmeyen ama o sinirle ağızlardan çıkan kırıcı kelimeler, yorar karsımızdakileri .Ağır gelen o kelimelerin altında eziliverirler hiç ummadıkları anlarda. Pişman olup, kırılan kalpleri onarmak istediğimizde ise, hep ertesi günü bekleriz. Sıcağı sıcağına üzerlerine gitmememiz için olayı bilen dostlarımızdan tavsıyeler alırız. Peki o bir günde, görüşülmeyen o günde, o ne yapar? Tek başına, belki evin bir köşesinde, belki de bir deniz kıyısında. Düşünür insan,neden dıye. Geçmişi getirir aklına ,hayaller, anılar, fotoğraflar tüm olup bitenler.. Dozunu ayarlayamadığımız küçük bir kıskançlık bir anda kocaman bir sorun halini alır. Mutsuzluğun sessiz çığlıklarını ise kulaklarımızda değil, kalbimizde hissettirir bizlere. Kırılan bir kalp, karışık bir akıl, loş bir ışıkla, alkolün damarlarında dolaşmasıyla avunmaya çalışır iste o bir günde. Ve sen ondan uzakta, elin telefonda ama aklında pişmanlıklarınla arayamazsın onu. Bir günün ardından ise,ona gidersin affedilmek umuduyla. Belki seni affeder ama asla unutmaz,unutamaz bir şeyi. Ya bunun tekrarı olursa? Ya yeninden aynı acıları çekersek?Bu sorular artık onun aklının bir köşesinde olacaktır hep. İşte kıskançlığın ağır basıp, ayrılık ile kurduğu denklem de böyle bir şeydir.

2 yorum:

  1. ne kadar çok sevmişse affetmek o zor olur aslında ama vazgeçmek istemez.çünkü aşk her zaman ağır basan tarafdır =)

    YanıtlaSil